Bu ne hiddet ne Celal Devlet bey
Sayın Devlet Bahçeli beyefendi,
Bu güne kadar Miliyetçi hareket için yaptıklarınız konusunda, sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunarken 49 yıldır bu davaya kendimi adamış biri olarak, artık emekliye ayrılma vaktinizin gelip geçtiğini söylemek zorundayım. Küçük olsun benim olsun hırsından vaz geçiniz. Bu kadar kibir Ülkücü harekete yarar değil zarar veriyor. Bir düşünün rahmetli Başbuğumuz Sayın Alpaslan Türkeş bu durumda ne yapardı. İnanın bu Türk yurdunun kurda kuşa yem olmaması için herkes ile görüşür, bir orta yol bulur, ikdidara sahip çıkardı. Ülkücü hareket son onüç yılda bütün devlet idaresindeki ülküdaşlarının tamamını kaybetmiştir. Belediye başkanlığını kazandığımız il ve ilçelerde bile AKP li Vali ve Kaymakamlar sayesinde Ülkücüler nefes alamaz hale gelmişlerdir. Davamıza gönül vermiş, sempati duyan Hakimlerimiz, Savcılarımız, polisimiz, Valilerimiz, Kaymakamlarımız ve hatta iş adamlarımız tarumar edilmişler, iflazın eşiğine sürüklenmişlerdir. AKP sinin Türk düşmanlığı üzerine kurulu bölücü politikaları bilinirken, Ülkemiz bir savaşın eşiğine getirilmişken, sizde zaten hiç olmayan, politik zekanız ne yazık’ki iflas etmiştir. Türk İslam; Ülkü önce Ülküde kardeşlik gerektirir sonra din kardeşliği olabilir. Nedir bu AKP sine olan zaafınız sayın Başkan. Bu partiye koltuk değneği olmaktan bıkmadınızmı? Alevi Türkler, Şafii Türkler, Şaman Türkler, Ortodoks ve hatta Şaman Türkler bizlerin ülküdaşı değilmidir. Yoksa siz sayın bahçeli, bizleri ülküdaş olarak görmüyormusunuz. Aldığınız oyların sadece, Hanefi emevi mezhebine ait insanlardan falan mı geldiğini düşünüyorsunuz. Bu gün şu güzel ülkemizi, 13 yıllık AKP iktidarından bezmiş insanlarımızı, bu baskıcı rejim kıskacından kurtarabilmek adına hiç bir şey yapmadınız. Sadece Hiddet, ile celallendiniz. Kılıçtaroğlunun teklifini hiç düşünmeden, samimi olabileceği seçeneğini dahi araştırmadan, hiddetle red ettiniz. Bu teklif Mecis başkanının Baykal sizin Başbakan olmanız ve bir kooalisyon kurabilmeniz adına yapılmış bir öneriydi. MHP yi karalama kampanyası olarak değerlendirdiniz. Büyük yanlış yaptınız; Sayın Başkanım. Tahkim yasasını imzalamadan ben böyle bir yasayı imzalamam diyerek seçime gitmek yerine, koltuk sevdanızadan imzaladınız. Yabancı uyrukluların Türk yargısı tarafından mahkeme edilememesinin yolunu açtınız.
Apdullah öcalan idama mahkum olduğunda, idamın kaldırılması kararında, hükümetden istifa edeceğiniz yerde, idam kararının kaldırılmasına omuz verdiniz. AKP nin her sıkıştığında o bölücü partiye omuz verdiniz. Utanarak soruyorum sizinde mi ipleriniz ABD ve Avrupanın elinde? Sayın Devlet bey insanlar hatalar yapabilir ama bir hata eyvallah, iki hata eyvallah bu üçüncüsü çok ağırdı sayın Başkan. Ülkücü bir ailede gözünü dünya’ya açmış ben, başka bir partiye oyumu verirsem ellerimiz kırılır diyen ailem, sizlerden ümüdimizi kestik. Bu akıl tutulması ile siz Türkiyede kendini Türk olarak tanımlayan kardeşlerimize, Türk Dünyasına ilaç olamazsınız. Türklük!… Ülküsünde birleşmek demektir, söz konusu, yurdumun selameti olduğunda, Türk milletinin menfaatleri doğrultusunda, bütün yolları denemek değilmidir? Kılıçdar oğlu ile aynı sınıfta okumuşsunuz. Hiç mi aklınıza gelmedi, bir yemekte sesizce, beraber olarak teklifinde ne kadar ciddi ve samimi olduğunu sormak. Bu aziz vatanı ve milleti AKP hastalığından kurtarmak adına, fikir teatisinde bulunmak. Artık kesin inanıyorum MHP sizin önderliğinizde ne uzar ne kısalır. Hele bu günlerdeki tutumunuzdan sonra büyümeyi de unutunuz. Milli Görüşçülerin şemsiyesi altına sığınacağınız ölsem aklıma gelmezdi. Yeni bir seçimde Başkanlığı gençlere bırakın. Örğütlere tepeden atama yapmak yerine ön seçim yapın. Türklüğün, Ülkücü hareketin önünü açın. Bırakın, küçük olsun, benim olsun demeyi. Türk milleti tüm tarihi boyunca her kararı Toy düzenleyerek almıştır. Düşün artık örgütlerin yakasından. Türk milleti kendi liderlerini seçecek, iktidar olacak akla da, beceriyede sahiptir. Yeterki gölge etmeyin, uyanın içine düştüğünüz gafletden artık. Böyle bir yazıyı kaleme almak zorunda hissetiğim için şahsınızdan özür diliyorum. Pişmanlık duymuyorum ve Dost acı söyler diyerek yazımı sonlandırıyorum.
Saygılarımla
Mehmet Tevfik Özkartal
01. Temmuz2015
Nürnberg