BU GÜN BAYRAM

Cumhuriyet; Osmanlının ülkemiz topraklarını yabancılara peşkeş çekmeleriyle 19. Yüz yılda Türk milletine Tanrı tarafından gönderildiğine inandığım dünyamızda’da kabul gören büyük komutan ve devlet adamı Mustafa kemal Atatürk’ün Milletimize armağan ettiği yönetim biçimidir. Cumhuriyet erdemdir aynı zamanda. Çağdaşlığın göstergesi, Demokrasinin ikiz kardeşidir. İşte bu gün yeni bir heyecan var ülkemde. Bağımsızlığın özgürlüğün birlikte yaşamanın bayramı kutlanıyor ülkemde.

Cumhuriyet halktır, birlikteliktir, kardeşliktir. Atatürk ilke ve inkılâplarına sahip çıkmaktır. Daima ileri gitmek adil bir şekilde paylaşmaktır. Yaşamın kendisine el uzatmaktır kardeşliğin nefesiyle olgunlaşmaktır. Hak ve adaletin tesisidir demokrasi kardeşliğiyle ve acılara birlikte gülmektir. Tam Bağımsızlık savaşının meyvesidir cumhuriyet. Demokrasiyle yoğrulmuş halkımın tercihidir cumhuriyet. Özgürlüğün güvencesidir Mevlana, Yunus emre,  Hacı Bektaşi ikliminde. Cumhuriyet bize emanettir ve onu yine biz yaşatacağız. 29 Ekim 1923 ülkemizde cumhuriyet yönetiminin ilan edildiği gündür. Bugün ulusal bayram günüdür. Her yıl cumhuriyet yönetiminin ilanını 28 – 29 Ekim günleri Cumhuriyet Bayramı olarak coşkun törenlerle kutlanır güzel ülkemde.

Bir düşünsenize 1299’da Söğüt’te Osman Bey tarafından kurulan Osmanlı imparatorluğunun yöneticisine Padişah denirdi. Padişahlık babadan oğul’a geçen oğul’un küçük olması, aptal, beceriksiz,sahtekar, deli olmasına bakılmadan yönetime getirilirdi. Ülkesinde yaşayan herkes Padişahın kulları sayılır ve böyle tek kişinin kendi başına buyruk sorumsuz denetimsiz yönetimine mutlakıyet denirdi. Mutlakıyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişideydi. Mutlakıyetle yönetilen ülkelerde zamanla hakana padişaha şaha krala yardımcı olsun diye meclis kuruldu. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları hakan padişah şah kral tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimine Meşrutiyet denirdi. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edildi. Osmanlı Devleti’ni altı yüz yirmi dört yılda otuz altı padişah yönetti. Ülkesini Son terk eden kaçan padişah Sultan Vahdettin oldu.

Kul olmaktan kurtulup yurttaş olarak yaşadığımız bu günlere ulaşmamızın En büyük mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün zekâsı ve Milletine olan inancı ile gerçekleşmiştir. Cumhuriyet’te egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kendini yönetme yetkisini Cumhuriyet yönetiminde yurttaş, seçme ve seçilme hakkını kullanarak temsilcileri, (milletvekilleri) aracılığı ile kullanır. Seçilen temsilciler yasalar yapar yöneticileri Millet adına denetler. Yönetilenler dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler. 29 Ekim 1923 günü ilan edilen cumhuriyet yönetiminin 91 yıl önce ilan edildiği gündür. Bugün ulusal bayram günüdür. Cumhuriyet Bayramı coşkulu törenlerle kutlarken bu günü bizlere armağan eden ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ne yazık ki insanlarını kullaştırma peşinde koşan yöneticilerin insafına terk edilmiştir. Cumhuriyetin demokratik kazanımlarını yok etmenin yollarını aramaktadırlar. Bu emellerine ulaşabilme adına ülkemizi tam bağımsızlıktan bağımlılığa, seçim sistemini alt üst ederek halkın temsilcileri yerine kendi temsilcilerini meclise taşıma konusunda her türlü oyuna başvurmaktadırlar. Din bezirgânlığı yaparak ve hatta Diyanet işleri başkanlığını dahi bu oyuna ortak ederek yurttaşımızın manevi duygularını kullanmaktan bir an bile tereddüt etmemektedirler.

Bu günkü yazımı bitirirken Büyük Atatürk’ün gençliğe hitabını bir kez daha okumanız dileğimle.

Mehmet Tevfik Özkartal

Ey Türk gençliği! Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel senin en değerli hazinendir. Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. Bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikle ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi eylemli olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. Üstelik bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi istekleriyle birleştirebilirler. Ulus fakirlik ve çaresizlik içinde yorgun ve

Bitkin düşmüş olabilir.

Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır.

Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır.

Fikrinizi yazin