BAYREUTH Richard Wagner’in Şehri
Bayreuth Almanyanın doğusunda Bayern Eyaletinin Kuzey
doğusunda (Ober Franken) Yukarı Franken bölgesinin Baş şehri konumundadır.
Daha önceleri Baierrut olarak adlan-dırılan şehir için Bayreuth adı ilk defa 1194 yılında Bischof Otto II tarafından kullanılmıştır Bu tarihten önceleri köy olarak anılan bu şehir 1231 yılında şehir olmaya aday ve 1248 yılında’da resmen Şehir olarak ilan edilmiştir. Kurulmuş olduğu bölge ve çecresindeki yerleşim birimleriyle ticaret yolu üzerinde yer alması sebebiyle Yahudi tüccarları kendine çekmiştir. 14 ve 15 yüzyıllarda Şehir altın devrini yaşamıştır. 1334 yılında Belediye meclis üyeleri ve belediye başkanı seçilmiş bu tarihe kadar Bayern yasaları ile yönetilen şehir bir msüre sonra Nürnberg yasaları ile yönetilmiştir. Orta avrupa savaşlarında hep zarar görmüş yakılmış yıkılmış büyümesi durur gibi olduysada kısa
sürelerde büyümeye devam etmiştir. yangından sonra tekrar tamir ve restore edilen ( Stadtkirche, Rathaus, Kiliseler, Şehir surları) en önemlisi şehre ait kıtap ve bilgilerin yanmış olması bile şehrin gelişimini engeleyememiştir. 1499 başlayan
dini reformlar Georg dem Frommen tarafından 1533 yılında gerçeleştirilmiş Protestan kilise kanuları geçerlilik kazanmıştır.1605-1621 yıllarına tekrar yakılıp yıkılan şehir (pest)salgın hastalıklarla boğuşmuş 1000 insan kaybetmiştir. 1618- 1648 yıllarında her nekadar barış sağlandıysada orta
avrupanın kaderine boyun eğmiştir.
1701 yılında St. Georgen adında yeniden kurulmuştur. 1810 yılında Napolyon askerlerinin istilasına uğrayan şehir 1811 yılında bağımsız St.Georgen Bayreuth adını almıştır.1813 yılında Napolyon askerlerinin Rusya yenilgisi ile dönüş yolunda askerlerin tedavisinde hizmet vermiştir. 1851 yılında Bayern Hükümetinin emri ile Demiryollarına dahil olmuş 1853
yılınada Bayreuth – Neuenmarkt daha sonra ost bahn adıyla Nürnberg Regensburg – Passau in Weiden meshur bestekar Richard und Cosima Wagner bu sehre gelmis olsalarda
Opera salonunun küçük olamsından dolayı sükutu hayale ugramıslardır.24 April 1872 de yapımına baslanan yeni
opera binası Bayern könig Ludwig II, Kaiser Wilhelm I. tarafından da desteklenerek açılısı yapılmıstır. Wagners Oper “Rheingold” adıyla bestekarın kullanımına sunulmustur. 1933 – 1941 yıllarında her sehirde yasanan Nazi rejimi bu sehirde’de (Bayreuth Stadt) Richard Wagners adıyla ön plana çıkmıs
olup bu dönemin nimetlerinden yararlanmıstır. 1945 yılında Hitlerin savası kaybetmesiyle önce Ingilizler daha sonra Amerikalılar tarafından bonbalanan sehir’in % 40 yerle bir
olmustur. Savas sonrası 1948 yılından baslayarak 15 yıllık aradan sonra Yukarı Franken bölgesinin Bas sehri olmustur. Bu tarihten Sonra yeni yapıları ile Ticari Sanayi ve kultürel
alanlarda büyük atılımlar yapan sehir 1974 de Üniversite binasının yapımına baslayan ve 1975 yılında bitirilen Bayern eyaletinin 7. büyük üniversitesi olarak açılmıstır.
1975 ve 2000 yıllarında gelismesini sürdüren sehir bu gün 116 bin nüfüsu ile Eyaletin dokuzuncu büyük sehridir. Bayreuth Üniversitesi uluslar arası yenilige odakllı yapıları olan bir
arastırma üniversitesidir. Ögretim ve egitim arastırma aracılıgıyla bilimsel ilerlemeye egitime hizmet eder. Kalite
güvencesine ve yüksek egitimin ilerletilmesine olan arastırma ve ögretimin gelismisligin büyümenin insan iliskilerinin bir Ünlü besteci Wagner’in sehri olarak da bilinir…Her yıl burada Wagner’in operaları için bir festival düzenlenir, Agustos ayı’na denk gelen bu festivalin Dünyadan fanatikleri olup biletler 7
yıl önceden bitmektedir. Hitler’in gözbebegi Nürnberg’e yakınlıgından dolayı ikinci dünya savasında büyük ölçüde bonbalanmıs olmasına ragmen Savasta kaybettigi tarihi binaların bir çogunu bire bir tekradan insa etmistir. Osmanlı Padisahı Abdülaziz bile 1867 yılında Richard Wagner’in
Bayreuth operasına maddi yardımda bulunmus ve davet edilmistir.
Bayreuth Universitesi isletme ve hukuk bölümleriyle ünlüdür. dünyanın en güzel piyano fabrikalarından biri burada bulunmaktadır ayrıca Kulmbacher bira fabrikası ile de ünlüdür. Üniversiteye ait Glasshaus taki partiler mükemmeldir. Haftanın her günü baska bir parti vardır, insanlar çılgınlar gibi eglenirler.
Üniversiteye 45’ten fazla ülkededen Bayreuth “Yaz Üniversitesi Almanca Kültürler arası Çalısmalar için geliyorlar Her yaz 300 ögrenci.” Kampüs sonra ‘asagıdaki’ hafta boyunca gençler
için bir bulusma noktasına dönüsür. Almanca ögrenerek , yabancı kültürlere asina olmak, ve unutulmaz bir deneyim var! Bölgesel çalısmaları ve kültürler arası iletisim ile dil ecerilerinin edinimi birlestirir. dil olarak kültürlerarası metodoloji ile yabancı Almanca ögretiminde uzun deneyimlerin den faydalandırır.
Yaz Üniversitesi Üniversite Bayreuth ve “Enstitüsü Uluslararası Iletisim ve Dısisleri Is için Kültür Bakanlıgı tarafından 12 yıldır ve organize olmustur her zaman dünyanın her yerinden ögrenciler arasında popülerlik büyük artıs gösterrirken
haklı bir ün’e de sahip olmustur. Bayreuth Sehri Belkide çogunlugun Protestan olmasından dolayı Türklerin
rahat yasadıgı br sehirdir.Belediye baskanı sayın Dr. Michael Hohl Türklere karsı sıcak ilgi duydugunu her fırsatta dile getirmistir.
Türkiyede Tekirdag Sehri ile kardeş şehir olma yolunda bir çok anlaşmalar imzalamıslardır. Bayreuth çevre sehirleri ile birlikte Turizim alanaında da büyük yatırımlar yapmis olup Barok Tarzında insa edilmis olan Markgräfliche Opera binası avrupanın
en güzeli olarak kabul edilir.Yeni ve eski saray Festspielhaus dünyanın tanıdıgı Rıchard Wagner haus mimari ve Akustik olarak dünyanın en büyük opera binasıdır. Schloss kilise ve kulesi, Schloss kunst parkı 1761 – 1763 yılında yapılmıs olup Müze olarak kullanılan tek bahçedir.
Felsengarten Sansparail, Ökologisch Botanischer Garten ki 10,000 çesit bitki ve çiçek türünü barındırmaktadır.
Barockgarten Schloss Birken Markgraf Christian Ernst tarafından 1687 – 1692 yılında yapılmıstır. Bayreuth sehri Bayern’nin diger sehirlerine göre eskiyi resteore etmeyi yıkılanların yerine yeniden insa etmeyi ön planda tutarak eski ve modern
sehir anlayısının iyi bir örnegidir. Türkiyemizde ise eskiyi yakıp yıkma yerine gökdelenler insa etme hastalıgı ne yazık’ki bu günde bile devam etmektedir. Kültür mirasına sahip çıkamayan milletler yok olmaya mahkumdurlar. Diyen Büyük Atatürk ne kadar dogru tespitte bulunmus.
Kendi adıma avrupayı kıskanıyorum.
Avrupalıları kıskanıyorum Din ugruna araplastıgımız, Para ugruna Amerikalılastıgımız kendi mimarimizi hoyratça yok ettigimiz ülkeme baktıkça utanıyorum.
1334 yılından baslıyarak bir çok kez yakılan yıkılan bu sehri en son % 40 lık yıkımdan sonra 55 yıllık bir süre içerisin de restore eden yeniden insa eden eski ve yeniyi bukadar güzel kaynastıran
Bayreuth’luları kutluyorum. 35 yıllık tarihi ile dünyada 300 üniversite arasına giren yüksek okulunu ülkemdekiler’le karsılastırmak bile bana utanç veriyor.
Mehmet Tevfik Özkartal